Page 14 - Polatlı Ticaret Borsası - E-Bülten Sayı : 3
P. 14
Sayfa 13
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Ayhan ATALAY kimdir?
1957 yılında Ardahan'ın Göle ilçesinde doğdum. Đlk, ortaokul ve liseyi Gölede bitirdim. Sonra
Ankara'ya geldim. Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde Yakın Çağ Tarihi Kürsüsünden
mezun oldum. Öğrenciyken aynı zamanda memuriyetim vardı, çalışıyordum. Tarım
Bakanlığında Kooperatifler Genel Müdürlüğünde kısa bir süre çalıştım. Polatlı’ya gelişim
eşim vasıtası ile oldu. Eşim ile üniversiteden arkadaştık ve evlendikten sonra Polatlı’da
ticarete atıldım. Benden öncede kayınpederim bu sektörde faaliyet gösteriyordu. Bende sektör
içinde hububat ticaretine başladım. 1981 yılında Polatlı’da hububat ticaretine başladım. 1993
yılında şirketleşerek hububat ticaretinin yanında tohumculuk şirketi kurdum. Đlk ihracatımı
1996 yılında Gürcistan'a yaptım ve 1997 yılında ilk tesisimi kurdum.
Bize firmanızdan bahsedebilir misiniz? Bugünkü konuma geliş hikâyenizi
paylaşabilir misiniz?
Şirketimiz aile şirketidir. Đki oğlum var. Biri endüstri mühendisi diğeri de maden mühendisi.
Đki oğlum da şirketimizde, işlerinin başında. Hep birlikte şirketimizi daha ileri noktalara
taşımaya çalışıyoruz. Türkiye’de tohumculuk meslek örgütleri içerisinde 10 yıl çeşitli
görevlerde (Başkan Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği gibi ) bulundum. Bu
faaliyetlerle sektörün bu noktaya gelmesi açısından, çok ciddi çabalar sarf ettik. Ata
tohumculuk olarak Uluslararası Tohum Federasyonuna (ISF) üyeyiz. Oğlum Artam Bey de
Tohuma Uygulanan Teknolojiler Komitesi’nde Türkiye'yi temsil etmektedir. Bizim çıkış
noktamız ise hem çiftçinin ihtiyacı olan yüksek verim hem de sanayicinin ihtiyacı olan
kaliteyi görünce, Türkiye'de“yüksek verimli ve kaliteli çeşitlerin” yok denecek kadar az
olduğunu gördüm. Bu alanda bir boşluk olduğunu düşündüm ve bu yüzden bu sektöre
yoğunlaştım. Hububat tohumculuğu işini Türkiye'de ilk başlatanlardan biriyim, özel sektör
kuruluşu olarak. Đlk başlarda hububat üretim ve satışı gibi faaliyetlerde bulundum, daha sonra
yurtdışını gezip gördüğümüzde gördüm ki bizim sektör bu konuda yetersiz, yurt dışında daha
yüksek kaliteli çeşitler var. Bunun üzerine yüksek kaliteli ve verimli çeşitlerin Türkiye’deki
lisans hakkını alıp çoğaltmaya ve çiftçilerimize dağıtmaya başladık. Bu çeşitler konusunda
ağırlıklı olarak Fransa ve Đtalya ile çalıştım. Daha sonra gördüm ki ülke kaynaklarından
önemli bir finansman aktarmak durumunda kalıyoruz, bunun böyle sürmemesi için tedbirler
alarak, ona göre insan kaynağı, gen kaynağı oluşturarak ve Ar-Ge çalışmaları yaparak yerli
ıslah projesine başladım. Şuanda yürütülen ciddi bir yerli ıslah projemiz var arpa ve buğday
üzerine. Projemiz 3 yıllık bir süre için TÜBĐTAK tarafından desteklendi. TÜBĐTAK'ta
projeler 3 yıllık olduğu için biz daha sonra bu projemizi devam ettirdik. Şuanda tescil
aşamasında olan 4 tane buğday çeşidimiz var ve 2 yıl içerisinde hemen hemen her yıl tescil
aşamasına gelecek yeni çeşitler çıkaracağız. Bu çok önemli bir şeydir Türkiye için, çünkü
daha önce bu çalışmaları sadece kamu kurumları yapıyordu, kamu da bu alanda yeterince hızlı
çalışmıyor ve yeterince çeşit çıkaramıyordu. Şuan biz ve diğer şirketlerin sektöre girmesi ile
hızlı bir gelişim yaşanıyor. Türkiye'de bundan sonra yıllık yaklaşık 20 ila 30 çeşit ürün
ıslahtan çıkıp, tescil aşamasına gelecektir ve çiftçinin hizmetine sunulacaktır. Ata Tohum bu
sektörde alt yapısı ve üretim kapasitesi ile Türkiye'nin en önde gelen şirketlerindendir. Saatte
25 ton tam otomatik tohum hazırlama kapasitesine sahiptir ve bu tam otomatik tohum üretme
tesisi kamu ve birkaç çok uluslu şirket haricinde, özel sektör ve yerli firmalar arasında sadece
Ata Tohumda vardır. Önümüzdeki yıllarda yeterli ürün çeşidi ve pazarı oluştuğunda, yıllık 40-
50 bin ton tohum üretme alt yapımız hazır olacaktır. Türkiye’de hububat tohumu üretiminde
alt yapı olarak en önde gelen firmayız.
Martart / 2019/ 2019
MartMart / 2019/ 2019
M