Page 15 - Polatlı Ticaret Borsası - E-Bülten Sayı : 3
P. 15

Sayfa   14

                   Hububat piyasası ve sorunları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

                   Hububat piyasası açısından son derece endişileyim, bunu çeşitli konferanslarda, toplantılarda
                   yetkililerin huzurunda hep dile getirdim. Endişemin en büyük sebebi, Türkiye’de buğday ve
                   arpa her yerde ekiliyor ve çiftçinin karnı doyuyor. Eskiden ekim alanı buğday olarak 9-
                   9,5milyon hektar civarındaydı, bugün gelinen noktada ise TUIK verilerine göre buğday ekim
                   alanı 7,4 milyon hektar gözüküyor ama bizim elimizdeki verilere bakaraktan, buğday ekim
                   alanlarının 2019 yılında 7 milyon hektarın altında olduğunu düşünüyoruz. 2020 yılında ise bu
                   rakamın 6,5 milyon hektar ve daha da altına ineceğini tahmin ediyoruz. Arpa ekim alanlarının
                   da 3,5 milyon hektara indiğini tahmin ediyoruz. Burada hububat üretimi için ayrılan arazi
                   ekimi açısından ciddi bir düşüş söz konusu. Bu düşüşü bugüne kadar pek hissetmedik,
                   hissetmememizin sebebi de tohumculuk sektörümüzün daha verimli ve daha kaliteli ürünleri
                   piyasaya sunması, böylece Türkiye’de 225 kg olan verim ortalaması 325 kg’ lara kadar
                   çıkmıştır. Fakat nüfusun artması ve buğday tohum piyasasının durağan bir seyir izlemesi ile
                   verimde bir noktaya gelindi, fakat o noktada yatay ilerleniliyor. Bu yatay ilerleme devam
                   ederse önümüzdeki yıllarda bu rekolte düşüşlerini çok daha net hissedeceğiz. Türkiye’de
                   bitkisel üretimde çok ciddi bir düşüş var. Bir tek yulafta artış var.Bu yulaftaki artışa da
                   şirketimizin ciddi bir katkısı vardır. Şirketimizin elinde yeni bir çeşit var “albatros” adındaki
                   yulaf çeşidi, bu yulaf geleneksel ekilen yulaftan dekar başına 150-200 kg daha fazla verim
                   vermektedir. Bu yüzden Türkiye'de verim artışı 2018 yılında sadece yulafta yaşanmıştır.
                   Şirketimiz ve ETĐ Gıda A.Ş. birlikte hareket etmektedir. Biz tohumları yetiştiriyoruz onlarda
                   mamul ürün haline getirip piyasaya sunuyor. Şu konuya da değinmek gerekiyor, çiftçimiz son
                   iki yıldır üretim maliyeti düşük ürünlere yönelmekte, bunlardan birisi nohut. Bu ürünün fazla
                   bir gübre derdi yoktur, ilaç derdi de yoktur. Bu yüzdende son dönemlerde ekimi arttığı için
                   nohutun fiyatı düşmekte ve çiftçide zarar etmekte. Arpa ekimine de yönelim söz konusu, lakin
                   buğdayda ithalat fiyatları baskılamakta ve buda çiftçiyi buğday ekmekten uzaklaştırmakta. Bu
                   yılda buğday ile ilgili ciddi bir endişe var. Desteklerin sağlıklı verilmemesi, çiftçiyi alternatif
                   ürünlere yöneltmektedir ve bu sebep ile buğday üretimi ciddi bir şekilde tehdit altında
                   kalmaktadır. Kamu eğer buğday ile ilgili olarak zamanında ciddi tedbirler almaz ise buğday
                   açığı hızla büyüyecektir. Şimdiki halde buğday üretimi buğday fiyat politikası sürdürülebilir
                   olmaktan çıkmıştır. Türkiye de buğday üretimi kıraç arazide yapılmaktadır ve 1 yıl buğday
                   rekoltesi iyi ise ertesi yıl kötüdür. Bu yıl, örnek vermek gerekirse, Türkiye’nin en verimli
                   arazisi olan GAP bölgesinde verim 300 kg, Çukurova’da 300-350 kg çok yağış olmasına
                   rağmen, Đç Anadolu bölgesinde ise 200 kg sadece. Trakya Bölgesinde buğday veriminde artış
                   var, hem iklimi uygun oldu hem de çiftçi buğday ekim alanlarını fazla düşürmedi.
                   Buğdaydaki üretimi etkileyen diğer faktörlerden birisi de gübre kullanımı. Geçen yıl gübrede
                   anormal artışlar yaşandı, yüzde yüz gibi. Bu sene geçen yıla nispeten daha az bir artış var ama
                   halen çiftçi gübre kullanabilecek ekonomik durumda değil. Çiftçi tohum alamıyor, şuanda
                   tohum satışları çok kötü durumda ve çiftçi artık kendi ambarında ne bulursa onu ekecek, bu
                   durum da ciddi bir kalite ve verim kaybına neden olacak.Hububat üreten çiftçilerin Ziraat
                   Bankası ve Tarım Kredi borçları sıkıntıda. Üretim geleceğimiz için bu borçlara bir formül
                   bulunması gerekiyor, yoksa hububat çiftçisi mahsul ekemez durumdadır. Biz Ata Tohumculuk
                   olarak tarımın tam göbeğindeyiz. Bir yandan tohum yetiştiriyoruz, bir yandan gübre satıyoruz
                   ve hububat ticareti yapıyoruz ve hayvancılık da yapıyoruz, yani her alanı yaşayarak
                   öğrendiğimiz için söylediğimiz hiçbir şey afaki değil, yaşadığımız somut koşullardan ortaya
                   çıkan şeyleri söylüyoruz. Şu anda hayvancılık da zararda, piyasada karkas kırmızı etin kilosu
                   26,5 lira, maliyeti 27 lira, küçük işletmelerde bu maliyet 28-29 lira. Buğdayda ise en az dekar
                   başına 200 kg maliyet var, çiftçi zaten 200 kg verim alıyor. Bu işin içinden nasıl çıkılacağı
                   konusunda çok endişeliyiz. Bu durumlardan dolayı, sürdürülebilir bir tarım politikasına
                   ihtiyaç var. Örneğin çiftçiye devlet tarafından bir asgari geçim garantisi verilmeli, yani




                                                                                               Martart  / 2019/ 2019
                                                                                               MartMart  / 2019/ 2019
                                                                                               M
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20